Editörden

Nisan sayımızla ve biraz gecikmeli olarak merhaba,

Ülkemizi sarsan 6 Şubat depremlerindeki kayıplarımız nedeniyle çok üzgünüz. Bu travmayı atlatmak hepimiz için çok zor olacak. Nisan sayımıza yazmayı planlayan bazı yazarlarımız haklı olarak yazamadılar. Yazabilenlerin de ne denli zorlandıklarına tanığız. Bu acılara yine edebiyata sığınarak direnmeye çalışıyoruz.

Bu sayımızın dosya konusu “antikahramanlar”. Henüz TDK ve Dil Derneği kılavuzlarına girmemiş olan bu terim, değişik kaynaklarda “anti-kahraman”, “antikahraman” ya da “anti kahraman” şeklinde yazıldığından bir yazım birliğinin sağlandığını söylemek güç. Biz dosyamızın başlığında bu terimi –dilimize yerleşmiş “antialerjik”, “antidemokratik” sözcükleri gibi– “antikahraman” şeklinde bitişik yazmayı tercih ettik ancak yazarlarımızın tercih ettikleri yazım şekline de müdahale etmedik.

Yazarlarımızın incelediği romanlarda bir ya da birden çok özelliğini göreceğimiz “antikahraman”ın genel bir tanımını yapmak çok zor. Yine de Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ındaki “Kötü biri olamamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim.” cümleleri, iyi bir başlangıç sunuyor.

Dosyamıza gelen yazıların çokluğu nedeniyle bir bölümünü “Antikahramanlar-I” olarak bu sayımızda yayımlıyoruz. Diğer bölümünü ise “Antikahramanlar-II” olarak temmuz sayımızda yayımlayacağız.

Bu sayımızda dosya dışında üç yazıya yer verdik: “Resimden Edebiyata İmgenin Dönüşümü” dizimizin bu sayımızdaki başlığı “Resmin Öykü Tamamladığı Nokta Agop Arad ve Abidin Dino Üzerine Bir Varsayım”. “Doğu Romanları” dizimizin konusu, Chinua Achebe’nin “Afrika Üçlemesi”. Serbest incelemeler bölümünde ise “Bulgar Romancılığına Dair Bazı Notlar” başlıklı makale yer alıyor.

Emeği geçen yazarlarımıza teşekkür ediyor, daha güzel günlere ermek umuduyla iyi okumalar diliyoruz.

Serap İlhan Asan